Yaz boyu tattığımız lezzetlerden ve gezdiğimiz mekanlardan hangisini yazarak geri dönmeli diye düşünürken, geçtiğimiz hafta içi birakşam İlke ile birlikte akşam yemeği yememek üzere verdiğimiz kararı son anda bozmamız ve kendimizi Bizim Kebapçı da bulmamız ile bu yazının rotası da değişti birdenbire…
Olması gereken de bu idi aslında… Çünkü bu blogu insanlara rafine mekanlardan ziyade, lezzet kaçamakları yapabilecekleri alternatif mekanları tanıtmak amacıyla oluşturmuştum …
Bizim Kebapçı, gerçekten de adı gibi bizim kebapçı, İlke ile ilk zamanlarımızda sıklıkla gittiğimiz, sonrasında hala pas geçmediğimiz, sıklıkla uğradığımız bir mekan… Aç kaldığımızda aklımıza ilk gelen yerlerden biri…
Antakya’ya bağlı, hemen hemen herkes tarafından bilinen beldemiz HARBİYE’deki onlarca kebapçıdan biri. Harbiye, lokantaları ve dürümcüleri ile ülkemizin bir çok yerinde bilinen, tanınan bir yöre… Özellikle İstanbul’da bir çok dürümcü ve kebapçıda Harbiye Usulü Döner, Harbiye Dürümü, Harbiye Usulü Tavuk gibi ifadelerle karşılaşmış olmanız muhtemeldir. Gerçekten de aynı malzemeyi kullanarak yapılan dürümü ya da tavuğu Harbiye de yemek ile başka bir yerde yemek arasındaki farkın gerekçesini anlamak çok güç bilmeyen için..
Kebapçı, deyince aklınıza porselen tabaklarla, gümüş çatal bıçaklarla yeyeceğiniz günümüzün trend kebapçıları gelmesin lütfen, zira burada size vaad edilen hijyenik bir ortamda yeyebileceğiniz enfes bir dürüm. Burada Adana, Urfa, Sebzeli, Beyti, Patlıcan ve benzerleri gibi isimlendirmeler yok… Burada KEBAP var, gerçek kebap.. Kıyma, Kuşbaşı, Acılı, Acısız gerçek Antakya Kebabı.. Sırf yağlı koyun etinden yapılan, yediğinizde midenizi allak bullak eden, yemeden bile kokusundan ağırlaştıran kebaplarla alakası dahi olmayan bir kebaptan söz ediyorum.
Karşılanmanız ile masaya gelen salata ( içeriği mevsimine göre değişiyor ), zerzevat ( Antakya’da kebabın olmazsa olmazı bol maydonoz, soğan, sumak ve azıcık salça ile yapılan bir salata ) ve turşu ile başlıyorsunuz yemeğe ve bunlar için herhangi bir ücret talep edilmiyor. Hemen dürümünüzü sipariş ediyorsunuz, çok kısa bir sürede o da kocaman bir ısırık almanız için parmaklarınızın arasında oluyor. Dürümünüzü soğansız istediyseniz soğansız bir zerzevat, bir şiş kebap ( kıyma ya da kuşbaşı ) pişmiş domates, acılı istediyseniz közlenmiş biber, zeytin yağı ve biber salçası ile soslanmış incecik lavaşa sarılıyor ve size servis ediliyor. Bir kez bu dürümü yiyenlerin bundan sonra Antakya dışında yediklerine ne isim verecekleri gerçekten bir muamma…
Unsurların hepsi ayrı ayrı ana lezzeti oluşturan bir parça, herhangi birindeki bir kusur bütüne yansıyor, kalın ve pişmemiş bir lavaş ( bu arada bu ekmeğin Antakya’daki adı Kebap Ekmeği ) acımayan acıtmayan bir közlenmiş biber, yanlış bir biber salçası en az et kadar uyumunu bozabiliyor dürümün.
Bu arada seçenekleriniz sadece kıyma ve kuşbaşı kebap ile sınırlı değil, isterseniz tavuk, isterseniz ciğer ve hatta tüm diğer sakatatları da sunabiliyorlar, ama Harbiye ve dürüm deyince size sunulan şey bunlar değil.
Her şey gözünüzün önünde oluyor ve bitiyor, usta siparişinizi tezgahta hazırlarken, hemen arkasında ki mangalda köz köz olmuş kömürler sıranın onlara gelmesini bekliyorlar. Arkadaşlar candan ve çok sıcak.. Bir gideni bir daha unutmuyorlar ve bir sonraki gidişinizde evinize gelmiş gibi karşılanıyorsunuz. Servis hızlı ve temiz, geç saatlere kadar da sürüyor. Fiyatlar çok makul, bir kişilik dürüm için ödeyeceğiniz tutar sadece 6 TL.
Burada yaşayan herkesin Harbiye’de bir dürümcüye takıldığı varsayımdan hareketle, bazı arkadaşlarımın tercih ettiği diğer dürüm – kebapçıları da denemiş biri olarak size tavsiye edebileceğim tek yer Bizim Kebapçı – Süleyman Ustanın Yeri…
Önümüzdeki günlerde yepyeni alternatif lezzet duraklarında buluşmak üzere..
Sevgiler…
Volkan…
Çağlayan Mah. Ürgen Cad.
Harbiye / Antakya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder