19 Aralık 2012 Çarşamba

Son zamanlarda yediklerim...

Yazmanın ne kadar zorlu bir iş olduğunu anlamak için sizi  ve yazdıklarınızı takip eden bir kitleye ihtiyaç varmış meğer... Bir blog yazmak öyle sanıldığı kadar kolay bir iş değil anlayacağınız... Yazmak istediğim onlarca konu varken, zaman ayıramamak ve dolayısı ile yazamamak çok üzücü.. Neticede artık azımsanmayacak bir tıklanmaya sahibim :)  Düzenli okur, düzenli yazı istiyor... Okuru da küstürmemek lazım nihayetinde... 
O zaman koca bir seneyi bitirmek üzere olduğumuz şu günlerde elinize koca bir bardak çayı ya da kahveyi alıp, sıcacık battaniyenizin altında keyifle izleyeceğiniz resimler ve merakla okuyacağınız notlar paylaşmak istedim. Son zamanlar neler yemişiz, bu göbeği nerelerde, neler ile yapmışız göresiniz diye...

Mutlu yıllar...


Bosna Hersek seyahati ile başlıyoruz... Burada her yer börekçi... Kıymalı, peynirli ve patatesli.. Üstelik sudan ucuz...


Ana yemek öncesi aperatif olarak peynir, süzme yoğurt arası, biraz bizim tuzlu yoğurdu andıran bir ikramları var.. Aynı malzemeyi ( tabi onlar peynir diyorlar ) biberin içine doldurup bu biberin turşusunu kuruyorlar ki o da harika bir lezzet, tabi biraz tuzlu sevenlere...


Ana yemek et... Geleneksel bir yemek değil ama burada et yemek geleneksel... Dört gün boyunca önünden geçip durduğumuz bu mekanda ancak dördüncü gün sonunda yer bulabildik.. Değdi mi? orası da tarşılır... Detaya dikkat etmenizi rica ediyorum, etler sıcak levhalar üzerinde servis ediliyor, yani servis sırasında hatta siz yerken bile pişmeye devam ediyor...

Çarşı pazar gezmeden, bir şehre gezmiş olmuyorsunuz.. İşte size Saraybosna Sabit Halk Pazarı...



Birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi burada da karpuzu dilim dilim alabiliyorsunuz...


Pazarın içinde ayrı bir bölümde ve tamamen hijyenik olarak et ve et ürünleri, tavuk ve domuz ürünleri satılmakta... Envai çeşit ürünü keyifle izleyin diye.. Almanıza da gerek yok, konuksever satıcılar tadına baktıra baktıra doyuruyor zaten sizi...




Birazda memleketten bildirelim, efendim ikisi benim de eserim. Üstte ricotta peyniri ve ıspanak dolgulu tortellini, mantar ve krema ile, salata olarak ta fesleğenli, üzüm domatesli di peyniri... Altta domates ve jumbo karides ile spagetti... Afiyet olsun...

Dostlarla birlikte bir Bodrum seyahatinde otelmizin Ala Cart'e deniz mahsulleri restaurantında keyifle yenen bir yemek... Kervansaray Bodrum...





Yine beni bir eserim, karşınızda Salmon Fish Cake...
Bir başka Bodrum seyahatimizde Ortakent'te konuk olduğumuz mekanın spesiyalitesi Balık Pilaki..

Suyunu kaşık kaşık içtik...



 Saraybosna - Mostar arası dağlarda ( aynı bizim Bolu Dağı gibi ) közde kuzu çevirme... Üstelik közde pişmiş patates ve lahana salatası eşliğinde...





Memleketimizin medarı iftiharı, Salah Restaurant... Gerçek kebap yemek için gidilecek tek yer..




Adana'nın sürprizi, Şato Restaurant ve eşsiz mutfağı.. Rakı ve dostlar birarada olunca, insan daha ne ister...

İsmail ustanın özel ikramı, Balık Simit


Rota değiştiriyor sizleri ortadoğuya götürüyoruz... Muhteşem Kahire ve Mısır...

Bizleri ağırlayan aile ile Nil Kenarına demirlemiş ( tüm diğer mekanlar gibi ) büyük bir gemiden devşirme Nile City adlı mekandayız... Menümüzde balık ve deniz ürünleri var... Ancak burada tüm diğer Ortadoğu ülkelerinde olduğu gibi seçme özgürlüğümüz yok.. Konuğu olduğumuz aile ne derse ve yerse aynısını yemek zorundayız... Üstelik ağzınızdan en son çıkması gereken sözcük ' yeter '... Sakın bu kabalığı yapmayın.. Siz hep yiyin.. Ben öyle yaptım...


Balık çorbası

Izgara Çipura
 
Herşey çok ama çok baharatlı...
 









Aynı aile bizi bir gece de evinde ağırladı.. Ev yemekleri bizimkilerden pek te farklı değil aslında...
 



 
Pendik Marina'da Sancak Restaurant'tayız.. Vedat Milor'un tavsiyesi ile muhteşem Boşnak Mantısı ve Soka keyfi yapmak için...
 

 
Son durağımız yine memleket... Samandağ Ata'nın yerinden Lagos Izgara ile veda ediyoruz...
 
2013'te de yaşamak için yemeyin, yemek için yaşayın...
 
Mutlu yıllar...
 
Volkan.....










 

14 Temmuz 2012 Cumartesi

Yemek Dünyasında Yeni Bir Akımın Öncüsü : Jamie Oliver

Fakültenin ilk yıllarında İngilizcemi geliştirmek için takip ettiğim BBC Prime adlı İngiliz TV Kanalında tanıdım onu ilk kez... Darmadağın saçları, yeni terlemiş bıyıkları, peltek aksanı ve oradan oraya koşturması ile bugüne kadar gördüğüm yemek programcılarından ve yemek programlarından çok farklıydı... Yaptığı şeyler fazlasıyla basitti ama gerek tarzı gerekse sonuçta çıkan yemek ilgiyi fazlasıyla hakediyordu. Takip etmek için tarihi ve saati not ettim.. Sürekli olarak BBC Prime kanalında başka programlarda da ( Ready Steady Cook - ülkemizde de adaptasyonu gösterildi, iki yarışmacı aynı sürede aynı malzemeler ile kendi yemeklerini yapıp, yarışıyorlar. ) yer alıyordu. Yemeğe olan ilgim, farklı tarzı ile ön plana çıkan, ileride çok başarılı bir şef, bir aktivist ve 'celebrity' olacak bu adamla karşılaşınca eğlenceli bir hal almaya başladı.

Bu adam yemek dünyasına Essex'te anne ve babasının işlettiği bir İngiliz Pub'ı 'The Cricketters'  ile adım atmış, ilk yemek kitabı ' The Naked Chef 'i ( dilimize Çıplak Şef adı ile çevrildi ve basıldı ) o yıllarda henüz yeni yayımlamış ve kitabının gördüğü ilgi ile televizyon programları da yapmaya başlamış ' Jamie Oliver'dan başkası değildi. İlerleyen yıllarda nasıl bir fenomene dönüştüğünü adım adım takip edeceğim bu genç adam o günden beri kıyısından köşesinden kendimi dahil etmeye çalıştığım yemek dünyasındaki tek idolüm oldu.


Önce her zaman olduğu gibi biraz wikipedia bilgisi:
Asıl adı : James Trevor Oliver, 1975 Essex doğumlu. 16 yaşında okulu bıraktı ve Westminister Kingsway College'a devam etti. Daha sonra City & Guilds NVQ Ev Ekonomisi bölümünden mezun oldu ve ilk profesyonel işine Antonio Carluccio'nun Neal's Yard adlı mekanında pasta şefi olarak başladı. İtalyan mutfağına olan ilgisi, burada tanıştığı ve geri kalan hayatının tamamında ona mentor'luk yapacağı en yakın dostu kendi halinde bir şef olan Gennaro Contaldo ile tanışması ile başladı. BBC'nin bir belgesel çekimi sırasında ilk kez İngiltere'ye tanıttığı şef The Naked Chef adlı kitabının basımından sonra meşhur oldu. O dönemin İngiltere Başbakanı Tony Blair bile kendisini yemek pişirmesi için başbakanlık konutuna davet etti. 2000 yılında eski bir model olan Juliette Norton ile evlendi ve dört çocuğu oldu. Bugün kitap yayınından, televizyon programcılığına, dergicilikten, kendi adına satışa sunduğu mutfak ürünlerine, farklı ülkelerde onlarca restauranttan, uluslarası organizasyon işlerine, vakıf yöneticiliğinden, ulusal yemek hareketi önderliğine geniş bir perspektifte faaliyet gösteren bir medya devine dönüşmüş durumda.

Evet wikipediadan alıntıladığım yukarıdaki bilgilerin tamamı doğru.. Basit bir şefin bunca yolu nasıl katteğini görmek adına kaleme aldığım bu yazı, aslında ülkemizde biraz daha tanınmasına katkı sağlamak amacı da taşıyor. Çünkü, yaptığı işlerin içinde en ilgi çeken şeylerden biri, projelerinin tamamın çıkış noktasında sosyal sorumluluk düşüncesinin yatıyor olması... Hadi gelin onu biraz da benim gözümden tanıyın...

Jamie's Italian
İngilterenin hemen her yerinde, Sydney'de, Dubai'de ve Dublin'de bile bulabileceğiniz toplam 33 restaurantta şık, basit, lezzetli ve nispeten ! uygun fiyatlı yemekler sunduğu ana iş kolu..Bir kaç yıl önceki İngiltere seyahatim sırasında yoğun programım nedeniyle bir tanesine bile gidememenin acısını hala çekiyorum..
www.jamieoliver.com/italian

Barbecoa
Jamie Oliver ve Adam Pery Lang ortak girişimi kasaplı - steak house tarzı barbekü restaurantı. Londranın kalbinde yer alan St. Paul Katedrali manzaralı mekan 2010 yılında açıldı. Ülkemizdeki Günaydın ya da Nusret modelinin ta kendisi.. En önemli farkı, odun ateşi ve aslına sadık kalarak pişirme metodu kullanıyor olması.. Tütsüleme de bu işlemler arasında yer alıyor elbette...
http://www.barbecoa.com/

Union Jacks
Jamie bu restaurantı kendi ifadesiyle ' odun ateşinde pişmiş yassı ekmeğin, Britanya lezzetleri ile buluştuğu mekan ' olarak tanıyor... Henüz internet sitelerinde güncellenmemiş olsa da geçtiğimiz günlerde, Chiswick, St Giles ve Winchester'daki 3 mekana ek olarak Covent Garden'da bir yenisi daha eklediğini biliyorum.
http://www.unionjacksrestaurants.com/

Fabulous Feast Catering
Bu kadar mekana sahip bir adam elbette catering işi de yapacaktır. Ancak catering deyince aklınıza fabrikalara, hastanelere, yurtlara ya da okullara yemek pişirmeyi getirmeyin sakın... Kraliçenin davetleri, prenslerin, prenseslerin ağırlamaları, düğünleri, partileri ve hatta G8 zirvesi filan abimizin iştigal sahası.. ihtiyaç olur diye adres vereyim : www.jamieoliver.com/fabulousfeasts


Recipease Cooking School
Recipease kavramı tarif ve yemek paylaşmak üzerine Jamie'nin sürekli kullandığı kavramlardan biri. hatta bu amaçla yürüttüğü projenin adı da pass it on.. yani sen tarifi uygula, başarılı olursa diğerlerinin de öğrenmesi için ilet, onlarda öğrensinler, öğretsinler, sen bana ben başkasına tarzı bir saadet zinciri modeli yani... Bizim buralardan bakınca biraz saçma gelebiliyor ama yemek yapmayan, yemek yapmayı bilmeyen, doğru dürüst bir sofra kültürü dahi olmayan, dolayısı ile gittikçe sağlıksız beslenen İngiliz halkı açısından bakınca siz de hak verirsiniz sanırım... İşte Jamie burada da devreye giriyor ve ülkemizde ki MSA gibi yemek okulları açıyor hem de tam 3 tane ( Clapham Junction, Brighton, Nothing Hill ) , üstelik bizdekinden farklı olarak öğrencilerinin yaptığı yemekleri okulun restaurantında servis ederek.. Girişimcilik dedikleri şey bu olsa gerek...
www.jamieoliver.com/recipease

Fifteen
Serserisi, uyuşturucu bağımlısı, holiganı, aykırısı, dışlanmışı yani ne kadar tutunamayanı varsa bu ülkenin abim topluyor bunları ( bizde kurumların bile yapamadığı bir şeyden bahsediyorum ) bir vakıf kuruyor, adını Fifteen koyuyor ( onbeş )  bu vakfın, tüm bu tutunamayanları eğitime alıyor, eğitim sonunda içlerinden onbeş kişi seçiyor ve Fifteen adını verdiği vakıf restaurantını herşeyi ile bir yıllığına bu on beş kişiye devrediyor. Bir yıl sonra diğer onbeş gelene kadar... Anadolu'da bir tabir vardır; baba oğluna yapmaz.. Sadece Londra'da da değil üstelik Cornwall ve Amsterdam'da da yapıyor aynı şeyi tam üç restaurantta. Her dönem sonu ayrılanların kendilerine kurduğu restaurantların sayısını sayamıyor artık... Londra'dakine gidemedim ama Amsterdam'dakine tuzlu bir hesap bıraktım evvel ki sene... Mutfak önü masada, mutfakta olup biteni izleyerek, eşim ile birlikte yediğimiz yemeği hala ballandıra ballandıra anlatabiliyoruz eş dost ortamlarında...
http://www.fifteen.net/

Jamie Oliver Foundation ( Jamie Oliver Vakfı ve Sosyal Sorumluluk Projeleri )
- Fifteen
- Ministry of Food, aynı adı taşıyan yemek kitabını da kapsayan proje dahilinde ülke genelinde sağlıklı bir yemek hareketi yürüttü ve başarılı da oldu.
- Food Revolution
- School Projects, takip edebildiğim kadarı ile artık bizim okullarımızda da kola, hamburger, patates kızartması gibi sağlıksız şeyler satılmıyor öğrencilerimize.. İşte bu proje öncesinde İngiltere'de bu gıdalar çocuklara yemek diye sunuluyordu. Hükümet desteğini de arkasına aldığı bu proje ile Jamie ülke genelindeki tüm okulların menülerini baştan aşağı değiştirdi.


Televizyon Şovları

The Naked Chef (1998–1999) ( ülkemizde de gösterildi )
Pukka Tukka ( 2000 )
Oliver's Twist ( 2002 )
Jamie's Kitchen  ( 2002-2003 )  ( ülkemizde de gösterildi )
Jamie's Kitchen Australia ( 2006 )
Jamie's School Dinners ( 2005 )
Jamie's Great Italian Escape ( 2005 )
Jamie's Return to School Dinners ( 2007 )
Jamie's Chef ( ülkemizde de gösterildi )  ( 2007 )
Jamie at Home ( ülkemizde de gösterildi ) ( 2007 )
Jamie's Fowl Dinners ( 2008 )
Jamie's Ministry of Food ( ülkemizde de gösterildi ) ( 2008 )
What's Cooking? with Jamie Oliver (2008)
Jamie Saves Our Bacon (2009)
Jamie's American Road Trip (2009)
Jamie's Family Christmas (2009)
Jamie Oliver's Food Revolution 2010 and 2011
Jamie's American Food Revolution,
Jamie Does (2010)
Jamie Oliver's Food Escapes (2011, )
Jamie's 30 Minute Meals (2010) ( ülkemizde halen gösteriliyor )
Jamie's Dream School (2011)
Jamie's Fish Supper (2011)
Jamie Cooks Summer (2011)
Jamie's Great Britain (2011)

Ülkemizde gösterilen ya da gösterimi devam eden tüm programları Home Tv ve Show Plus kanallarından yayınlanmıştır / yayınlanmaktadır.

Kitapları
Son olarak bir tv sovundan derleme olarak oluşturulan ' Jamie's Christmas Lock - in & Jamie's Best Ever Christmas' adlı kitabı da bu listeye eklenebilir.

Yukarıda adı geçen kitapların bir kaç tanesi hariç tamamın İngiltere basımı orjinalarine ve 2009 yılından bu yana tüm Jamie Maganize dergilerine sahip olduğumu da buraya düşmekte fayda olduğunu düşünüyorum... ( Teşekkürler Bereket ve Dünya Gazetesi Süreki Yayınlar Servisi )

JME Shop
Kendi markası ile kendi adına ürünler ürettiren Jamie aynı zamanda paketlenmiş gıda ürünleri de pazarlıyor. Yıllar önce edindiğim JME markalı tasarımı Jamie'ye ait olan bir flavour shaker aletim hala mutfağımızın başköşesinde duruyor... merak edenler you tube üzerinde flavour shaker hakkında onlarca video bulabilirler.

Ülkemizde ki Jamie Taklitleri
Saymakla bitmezler ama bir tanesi var ki yazdığından yaptığına, tuttuğu yoldan, peltekliğine ve hatta pasaklılığına kadar herşeyi ile birebir kopyası. Yemek kitabında bile alenen aynı yolu izlemiş. Hiçbir orjinalliği olmayan Refika Birgül'den bahsediyorum. Kendisi de bunu saklamıyor zaten, Jamie Oliver'dan ve onun tarzından etkilendiğini açıkça söylüyor. Ama taklit ancak orjinalini yaşatıyor diyelim ve biraz orjinallik beklediğimizi belirtelim..

El netice;
Jamie abimizi seviyoruz, twitter, facebook, instagram neredeyse oradan takip ediyoruz, ele geçen her fırsatta Antakya'ya  davet ediyoruz.. Çok mu iddialı oldu, tamam Istanbul'a gelsin o da yeter bana.. Tanışmak ve aynı mutfakta ona yamaklık edebilmek için hedefler koyuyuruz ve parasına para katarken dahi insan odaklı çalıştığı için takdir ediyoruz..
Hastasıyız..
http://www.jamieoliver.com/

Sevgiler;
Volkan...